Türkiye uzun menzil radarda dışa bağımlılıktan kurtulacak

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ (KBÜ) MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ TARAFINDAN HAMİT ÇEPNİ KONFERANS SALONU’NDA “ASELSAN VE RADAR SİSTEMLERİ TEMELLERİ” KONFERANSI DÜZENLENDİ. KONFERANSTA, ASELSAN RADAR SİSTEMLERİ DİREKTÖRÜ MUSTAFA AKKULU, KONUŞMA YAPTI.

Türkiye uzun menzil radarda dışa bağımlılıktan kurtulacak
22.10.2019 14:00

ASELSAN Radar Sistemleri Direktörü Mustafa Akkulu, Türkiye’nin uzun menzilli radarlarda dışa bağımlılığının ortadan kaldırılması çalışmalarına ilişkin, “Yeni hedeflerimiz arasında S Band uzun menzilli radarları tamamlamak ve ülkenin uzun menzil hava sahasının korunmasında dışarıdan kaynaklı tüm radarlardan kurtulmak var” dedi.

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Mühendislik Fakültesi tarafından Hamit Çepni Konferans Salonu’nda “ASELSAN ve Radar Sistemleri Temelleri” konferansı düzenlendi.

Konferansta gazetecilere açıklama yapan ASELSAN Radar Sistemleri Direktörü Mustafa Akkulu, ASELSAN’ın radarlı sistemleri geliştirme işlerine 1991 yılında lisanslı bir üretimle başladığını söyledi.

Ardından kendi kara gözetleme radarı ürettiklerini ifade eden Akkulu, “Daha sonra KALKAN mobil arama radarı gibi alçak ve orta irtifa hava savunma radar sistemleri, ÇAFRAD gibi TF 2000 fırkateyn sensör süitini, daha sonra erken ihbar radar sistemlerinde çalışan ve şuanda yurt dışı kaynaklı kullandığımız radarların yerini alacak radar sistemlerini geliştirme çalışmalarına hızla başladı. Birçoğunu tamamladı. Bu radar sistemlerinin aslında birçoğu, kara gözetleme radarımız, KALKAN, mobil arama radarımız, atış kontrol radarımız, havan tespit radarımız şuanda Güneydoğu’da özellikle yürütülen operasyonlarda çok yoğun biçimde kullanıyor. Yeni hedeflerimiz arasında S Band uzun menzilli radarları tamamlamak ve ülkenin uzun menzil hava sahasının korunmasında dışarıdan kaynaklı tüm radarlardan kurtulmak var” diye konuştu.

F-16’larla ilgili de çalışmanın yapılacağını aktaran Akkulu, şunları kaydetti:

“Bunun yanında havadan savaşan gücümüz F-16’larımızın, Türkiye’nin 200’ün üzerinde F-16’sı var. Bunların aktif elektronik taramalı anten yapıları ile radar yapıları ile değiştirilmesi gündemde. Bu konuda 1.5 yıl önce başlattığımız Ar-Ge projemiz var. İlk radarımızı 2.5 yıl sonra ortaya çıkarmış ve F-16 üzerinde entegrasyon çalışmalarına başlamış olacağız.”

Milli muharip uçağına “RF”

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak üzere başlatılan Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi ile ilgili de burun açıklığı sistemi geliştirmesi yapılacağını vurgulayan Akkulu, “Paralelde Milli Muharip Uçak için bir entegre ’RF süit’ diyoruz biz ona. Hem radar hem de elektronik harp işlevlerini yerine getirecek bir burun açıklığı sisteminden bahsediyorum. Burada da önemli bir geliştirme var. Bununda ilk teknoloji geliştirme çalışmaları önümüzdeki 3 yıl içerisinde tamamlanmış olacak. Daha sonrasında ürün geliştirme fazına geçilecek. Çalışmalarımız 4 ana başlıkta devam ediyor. Hava platformu radarları, hava savunma radarları, gözetleme ve silah tespit radarları ile silah yönlendirme ve güdüm radarları. Burası da önemli bir başlık bizim için. Mesela ’Harp Podu’nun yerini alan atmaca füzesinin ki şuanda gemilere entegrasyonu sürüyor. Başarılı testleri yakın zamanda yapıldı Karadeniz’de. Bunların gemiye entegrasyonu yapılıyor ve kasım içinde ayında gemi içerisinden atış testleri de yapılacak” ifadelerine yer verdi.

S-400 ve Patroit’lerin yerini alacak sistem

Radarın burnundaki hedefi takip etmeye ve yönelmeyi sağlayan “RF” arayıcı başlığın bu radar ekibinin ürünü olduğunu anlatan Akkulu, “Seri üretim sözleşmesi de imzalanmış durumda. Aynı zamanda yürüyen SİPER Uzun Menzil Hava Savunma Füze Sistemi, işte bu S-400 ve Patroit’lerin yerini alacak sistem diyebiliriz. Yüksek irtifada ve uzun menzilde önleme yapabilecek sistemler. Gerek hava soluyan hedeflere gerekse balistik hedeflere karşı. Bunun üzerindeki erken ihbar sistem, atış kontrol radarı ve füzenin başındaki RF arayıcı başlık yine bu grubun sorumluluğu arasında yürüyen projeler arasında. Bunun da ilk ürünleri önümüzdeki 3 yılın sonunda ortaya çıkmaya başlayacak” değerlendirmesinde bulundu.

“Yerlileştirme anlamında biz özellikle yarı iletken anlamında büyük atılımlar yaptık” diyen Akkulu, şunları söyledi:

“Bilkent ile kurduğumuz AB mikro nano üzerinden yüksek RF güç üreten galyum nitrat tabanlı yarı iletkenlerin üretimine başladık. Diğer taraftan daha düşük güçlü ama çok fonksiyonlu monolitik devriyelerin tasarımlarını kendi bünyemizde yapıyoruz. Bunları Avrupa ve Amerika güdümünden uzakta Uzakdoğu’daki fabrikalarda ürettiriyoruz. Tamamen IP hakları bize ait olarak. Bunun dışında kart modül ve yazılım seviyesinde radar ile elektronik harp konusunda dışarıya hiçbir bağımlılığımız kalmadı. En baştaki anten elamanından en alttaki işlemci kartlarına kadar yurt içinde yerli olarak alt yüklenicilerimizle geliştiriliyor ve üretiliyor. Yerlileştirme çalışmalarımız halen devam ediyor. Bu konuda özellikle enstitülerle, yan sanayi firmaları, üniversitelerle Ar-Ge projeleri başlatıyoruz ve onları sistemlerde kullanıma almaya çalışıyoruz.”

Gençlere de tavsiyelerde bulunan Akkulu, meraklı olmalarını, sürekli okumalarını ve kendilerini iyi yetiştirmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.