Safranbolu Ulu Caminin Çözülemeyen Gizemi
Bazı yapılar vardır yıllara meydan okurlar, yıllar geçerken insanlar da bir bir gelirler, giderler ama bu yapılar bulundukları yerde öylece gelen geçeni izlerler, olan bitenin yaşanmışlıklarına tanıklık ederler. Safranbolu’da bulunan Ulu Cami’de bu yapılardan birisi. Yapı kilise olarak inşa edildiği tarihten 1922’lerdeki mübadeleye kadar önce önünden gelip geçen Rum nüfusun acılarına, sevinçlerine, düğünlerine, ölümlerine şahitlik etmiş bu sırada içinden çan sesleri yükselmiş, İncil’den ayetler okunmuş, mübadeleden sonra ise Müslümanların hizmetine girmiş ve bu seferde müslüman kesimin acılarına, sevinçlerine şahitlik etmiş. İçinden ezan sesleri, Kur’andan ayetler yükselmiş.
Günümüzde yapının içersine girenleri tüm gizemiyle karşılayan, bölgeden giden Hristiyan dine mensup insanlardan bizlere hatıra kalmış ve yapıldığı zamandan şimdiye değin tüm yaşanmışlıklara da şahitlik etmiş bir kitabe durmaktadır.
Bu yazımızdada kitabede ne yazıyor, kitabede bahsi geçen kişiler hakkında hangi rivayetler var ona bakacağız:
Σωτήρ φανείς, Στέφανε, άλγεινών πόνων
λαιοΰ γόνατος хαί ποδός οίκτράς φίλης,
θετον ναόν δωροΰρμαι κλεινήι τήι πόλει
τοΰ Θεοδώρου, хράντορος παλαιрάτου,
δωρουμένη ληφθέντα δώρον σόν πόδα
αύτωι μένειν, σύσσημον άλήστου μνείας
“Aziz Stefan, sen ki sol diz ve bacağımdaki çektiğim dayanılmaz ağrılardan kesinlikle ben dostunu kurtardın. Ben, önde gelen savaşçı Theodor’un görkemli şehrinde bu kutsal kiliseyi inşa ediyorum. Ve ebedi bir anı olarak her zaman orada bulunması amacıyla bana armağan edilen bacağını bu kiliseye bağışlıyorum. Kraliçe Eudokia. 8 Nisan 515.”
Kitabenin çevirisine baktığımızda; ayağından ağrı çeken Kraliçe Eudokia’nın 8 Nisan 515 tarihinde, Theodor’un şehrinde bir kilise inşa ettirdiğini ve bu kilisenin yıllar boyunca insanların yaşamlarına tanıklık edecek olan Aziz Stefan Kilisesi yahut yeni haliyle Ulu Cami olduğunu anlıyoruz.
Peki paragrafta bahsi geçen Theodor kimdir? Kraliçe Eudokia kimdir?
Önce Theodor kim olabilir onu inceleyelim.
Safranbolu’dan Atina’ya tıp okumaya giden A. Gavriilidis, 1896 senesinde Xenophanes dergisinde yazdığı makalede şehrin antik ismi olan Theodoroupolis’in, Bizans döneminin valisi Theodoros tarafından sokakta verildiğini belirtmiş. Yani bu teoriye göre Theodore bir vali. Fakat bu teoride bahsi geçen vali hakkında kaynaklarda bir bilgiye rastlayamadım.
Başka bir kaynağa göre ise Teodora bir İon prensesidir. Rivayete göre Safranbolu Kalealtı ilkokulunun karşısındaki Sandal Burun denilen tepenin üzerinde gömülüymüş. Bu sebeple de kente Teodorapolis ismi verilmiş. Fakat kaynakta, İyon prensesi Teodora’nın hangi yüzyılda yaşadığı belirtilmemiş. Safranbolu tarihini incelediğimizde de o döneme ilişkin kaynak azlığı nedeniyle Batı Anadolu ve Ege adalarında kabileler şeklinde yaşayan İonialar’ın ve prenseslerinin Safranbolu’ya gelip gelmediklerini bilemiyoruz . Yani İon prensesi Teodora hakkında da net bir bilgi yok.
Fakat 500-548 yılları arasında Teodora isminde bir Bizans İmparatoriçesi yaşadığını kaynaklardan öğreniyoruz. Kendisi bir İonialı olmasa da baba tarafından Kıbrıs veya Paflagonya kökenli olduğundan söz ediliyor kaynaklarda. İmparator I. Justinianus’un eşi olan Teodora’nın imparatoriçe olarak öncekilerden bir adım daha ileri gittiğinden, tek başına pek çok işin de altından kalktığından, adının bu dönemde geçirilen neredeyse tüm yasalarda yer aldığından, yabancı elçilerle görüşmek gibi diplamatik rolleri de başarıyla oynadığından söz ediliyor. Ama kitabeye bakacak olursak Kraliçe Eudokia’dan önce yaşamış olması gerekiyor… Yani bu teoriden de sonuç alınamıyor.
Bir başka görüşe göre ise İstanbul’da Rumca yayınlanan Türkiye’nin en eski gazetelerinden “Apoyevmatini” gazetesinin yazı işleri müdürü olan, Stefanos PAPADOPULOS’nun, Safranbolulu Rıfat DEDEOĞLU ile yaptığı görüşmede:
“Dedem Stefanos PAPADOPULOS Safranbolu’daki Aya Stefanos Kilisesi’nin son papazıymış… Bizimkiler Safranbolu’ya Safranpolis, arada bir Teodoropolis derlerdi. Teodoropolis, yani İmparator Teodoros Laskaris’in şehri manasına…” demiş.
Başka bir rivayete göre ise Mehmet Behçet’in “Kastamonu Asar-ı Kadimesi” kitabı kaynak gösterilerek kentin adının Theodoros KRANDOROS’dan geldiği yani kitabede geçen Theodore’un Thedoros Krandoros olduğu belirtilmiş. Fakat bununla ilgili de kesin bir delil olmadığını belirtmek isterim. Hatta internette bu ismi aratınca bir sonuç ne yazık ki çıkmıyor.
Bu kadar çok rivayete, görüşe rağmen elimizde Teodor’un kim olabileceğine dair hala kesin bir bilgi olmaması üzücü.
Şimdi de kitabede bahsi geçen Kraliçe Eudokia ismine bir bakalım. Kitabeden kraliçe Eudokia’nın 515 senesinde Aziz Stefan kilisesi yaptırmış olacağı sonucuna varıyoruz. Fakat 4. Yüzyılda yaşamış olan Eudokia isminde bir kraliçeye rastlayamıyoruz. Fakat bu tarihe en yakın 401-460 yılları arasında yaşamış olan Aelia Eudocia’nın varlığından haberdarız.
Aelia Eudocia , Atina Üniversitesinden pagan bir filozof olan Leontius’un kızıymış; kendisinden sağlam bir edebiyat ve retorik eğitimi almış. İsmi öncesinde “Athenais” olup, imparatorlarla evlenmeden önce Hristiyan eğitimi alarak vaftiz olmuş ve “Eudocia” ismini almış. 7 Haziran 421’de de II. Theodosius’la evlenmiş.
Anlatılana göre Eudocia 443 senesinde Kudüs’e yaptığı ziyaretin ardından Kudüs’ten İstanbul’a dönerken Safranbolu yakınlarında rahatsızlanmış ve bacağı şiddetle ağrımaya başlamış. Yolculuk esnasında üzerinde Aziz Stefanos’un kemiklerini taşıyormuş. Ağrıları sebebiyle şehre giremeden önce bir konaklama yerinde kalmış. O gece rüyasına giren Aziz STEFANOS’un Safranbolu’ya gidip oradaki bir ayazmada yıkandığı takdirde şifa bulacağını söylemesi üzerine, imparatoriçe Safranbolu’ya gelmiş ve rüyasında gördüğü şehrin ayazmasında ayağını yıkayıp iyileşmiş. Bunun üzerine Aziz Stefan’a minnettarlığını göstermek için Aziz STEFANOS adına bir tapınak yapılması emrini vermiş ve üzerinde taşıdığı azizin kemiklerinden bir parçayı da, gümüş muhafaza içinde kiliseye armağan ettiğini bildirmiş. Ama en başında dediğimiz gibi bu olaylar kitabede tarihlenen 515 senesinde geçmiyor ve ortaya şüpheli bir durum çıkıyor.
Bu şüpheli durumu da Bizans İmparatorluğu’nun tarih, sanat ve mimarisi hakkında uzman olan Cyril Mango, “İmparatoriçe Eudocia’nın Düzmece Kitabesi ve Pulcheria’nın Aziz Stefan Kutsal Emaneti” adında bir makale yayınlayarak açıklamaya çalışmış. Makalesine göre kitabeyi yarı cahil bir başöğretmen, metinde yazılı olan 5. yüzyılın dünyasına değil de, 19. yüzyılın Helenleştirme hayallerine uygun olarak kaleme almış olabileceği konusu üzerinde durmuş. Durum Cyril Mango’nun aktardığı gibiyse tüm bu rivayetler nasıl ortaya çıkmış olabilir? Kitabe değiştirildiği esnada çevrede kimse görmedi mi? Bunlar da akla takılabilecek diğer sorular. Ve caminin giriş kapısında 515 senesine tarihlenen kitabenin altında bir kitabe daha asılı. Şimdi de ona göz atalım.
Που αζίζ Πρωτόμαρ: βέ άρχιδιάκονος Στέφανος ίσμίϊλε ίσιμλενμίς σερίφ έκκλησία σεραφετλού μητροπολίτ αγ: Νεοκαισαρίας Κύρ Ίερόθεοσουν τικάτου ίχτιμαμίϊλε μεχρούμ χα Μωϋσή χα Βασιλείου άζίμ ίανετίϊλε βέ Κηράν κιοϊούν τζουμλέ ιττικατλού χριστιανλαρίν χάρτζου μεσαριφίϊλε τεμελτέν τζετίτ όλουνμούστουρ. 1872 Άυγούζ: 15
Bu aziz Protomar: ve arhidiakonos Stefanos ismi ile isimlenmiş şerif ekklisia şerafetlu mitropolit ag: Neokaisarias Kyr İerotheosun dikkat ü ihtimamı ile merhum Ha Moisi Ha Vasiliu azim ianeti ile ve Kıran köyün cümle ittikatlu Hristiyanların harc u mesarifi ile temelden cedid olunmuştur. 1872 Avguz: 15
Bu son kitabe diğerinden farklı olarak Latin harflerine çevrildiğinde Karamanlıca olarak yazıldığı ve 1872 senesinde restore işlemine tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. 1861 senesinde çıkan yangında, kilise hasar gördüğü için restore edilmiş. Acaba yangın sonrası kitabe hasar gördüğü için yeni kopya yapılmak istendi ve oluşturulan bu kopya yanlış mı yazıldı yoksa gerçekten Helenizm amacıyla kasıtlı olarak mı değiştirildi bilemiyoruz. Fakat şunu biliyoruz ki Yunanistan’da yaşayan ve mübadele esnasında burdan göçen insanların torunları hala bu yapının suyunun kutsallığına inanıyorlar. Yunanistan’a, buradan mübadeleyle gidenleri ziyaret amacıyla giden Selim Gültay bey, onlara jest için Ulu Cami’nin çeşmesinden iki bidona su doldurup yanlarına vardığında onlara hatıra amacıyla hediye etmiş, onlar da suyun bir damlasını bile ziyan etmeden, şifa bulmak amacıyla aralarında paylaşarak içmişler.
Teodora isminin gizemini çözen biri varsa yorumda paylaşarak herkesi aydınlatabilir, sevgilerle.
İSMAİL KAVUŞTURUCU
Kaynaklar:
“Dünü ve Bu Günü ile Safranbolu” – Ünsal Tunçözgür
https://ejournals.epublishing.ekt.gr/index.php/deltiokms/article/viewFile/2543/2308.pdf?
https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Aelia_Eudocia&stable=0&shownotice=1
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Theodoros
http://www.ulukavak.net/PDF_2/05.pdf
https://www.tarihiistanbul.com/roma-imparatoricesi-theodora-kimdir/
https://www.academia.edu/3588817/Aziz_Stefan_Kilisesi_Ulucami_Safranbolu_
https://tr.wikipedia.org/wiki/Theodora_(I._Justinianus%27un_e%C5%9Fi)
http://www.ulukavak.net/PDF_2/03.pdf