REKTÖR POLAT CUMHURBAŞKANINA MEYDAN MI OKUYOR?
Karabük Üniversitesi, Karabük’ümüz için kelimelerle anlatılamayacak kadar önemlidir. Lakin Üniversite ile ilgili bugüne kadar haber merkezimize çok sayıda ilginç iddialar gelmesine rağmen hiç oralı olmadık ve sadece bir yönetim değişikliği olarak değerlendirdik. Ama konu Sayın Cumhurbaşkanımızın hassasiyet gösterdiği ve mücadele ettiği konular olunca önemine binaen derhal kaleme aldık.
İddiaya göre Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik–Elektronik Bölüm Başkan Yardımcısı, Uzaktan Eğitim Merkezi Müdürü Yardımcısı ve İnsan Kaynaklarından sorumlu Rektör Danışmanı ünvanları ile hâlen üniversitede aktif görevde olan ve yöneticilik yapan Dr. Öğr. Üyesi M.Tahir GÜNEŞER “FETÖ/PYD Silahlı terör örgütü üyeliği, Resmi evrakta sahtecilik ve Nitelikli dolandırıcılık suçlarından” sanık olarak yargılanıyor.
Yukarıda saydığımız üç üst düzey görevi hâlen yürüten ve 15 Temmuz darbe sürecinde ’de iki yıl süre ile 2016/2018 yılları arasında Üniversitenin kara kutusu kabul edilen Bilgi işlem Daire Başkanlığı görevini yürütmüş olan bu şahıs, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/42 numaralı iddianameyle Ankara 29. Ağır Ceza mahkemesinde sanık olarak yargılanmaktadır.
İddianameye göre M.T. GÜNEŞER 2010 Yılı KPSS sorularının sınavdan günler önce elde etmiş ve sorulara FETÖ üyeliği sayesinde ulaşmış, sınavda doldurduğu optik formun içeriği itibarıyla sahte olduğu anlaşılmış ve bu sınav sayesinde yerleştiği kamu kurumundan haksız ve usulsüz biçimde aylarca maaş aldığı iddia edilmektedir. İşte bu inanılmaz iddialarla ilgili savcılığın yaptığı soruşturma sonucu hazırladığı iddianame kabul edilmiş ve Ankara 29, Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KPSS ana davasına eklenmiş ve halen 2018/7 Esas sayılı devam eden davada sanık olarak yargılanmaya başlanmış.
Sanık hakkındaki iddianamede aşağıdaki üç temel suçlama mevcuttur;
1. FETÖ/ PYD silahlı terör örgütü üyeliği
2. Nitelikli dolandırıcılık
3. Resmi belgede sahtecilik
Bırakın bu üç suçlamanın tamamını, her bir suçlama bile Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmayı gerektiren; bu suçları işlediği iddia edilen şahıs halen Üniversite kadrolaşmasını sağlayan insan kaynaklarından sorumlu Rektör Danışmanlığı görevini yürütmektedir.
Şahsın halen yargılaması devam etmekte ve kesinleşmiş bir cezası olmadığı sürece masum kabul edileceği konusunda şüphe yoktur, ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın FETÖ/PYD Terör örgütü ile her kurumda ve her zeminde verdiği amansız savaşı düşününce ve bu mücadelenin kararlı biçimde tavizsiz sürdürüldüğü bir ortamda bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanan Rektörün de aynı kararlılığı ve hassasiyeti göstermesi gerekmez mi?
“Sanık olarak yargılanmak başka mahkûm olmak başka şey” deyip geçmek mümkün olabilir mi?
Bu kadar ciddi iddiayla hâlen yargılanan şahsın açığa alınması ya da en azından kritik yönetim görevlerinden uzaklaştırılması gerekmez mi?
Rektör Polat kime ya da kimlere meydan okumaktadır? Bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından atanan rektörün böylesi önemli bir konuda tavrı bu şahsı ısrarla göreve devam ettirmek mi olmalıydı yoksa yargılama bitene kadar en azından yönetim görevlerinden uzaklaştırması gerekmez miydi?
Haber merkezimizin şahıslarla veya kurumlarla mücadele derdi yoktur. Ancak böylesi kritik dönemlerde böylesi zorlu mücadelenin yapıldığı zamanlarda tüm yöneticilerden Sayın Cumhurbaşkanın gösterdiği kararlı ve hassas tutumu beklemek vatandaş ve haberci olarak bizlerin hakkıdır.
Kaldı ki 15 Temmuz sonrası görevden ihraç edilip terörist damgası vurulan, açlığa ve sefalete mahkum edilen yüzlerce personelin takipsizlik kararı, beraat kararı yada OHAL komisyon kararı ile geri döndüğü halde bu insanları göreve başlatmamak için ipe un seren yönetimin, bu dönemde rektör danışmanı olarak sanık dışında koskoca üniversitede bu görevi yerine getirecek kimse yok mudur? Bu sorumsuz ve keyfi tutumun devam etmesi FETÖ ile mücadeleye zarar verdiği gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın bu savaşta ne kadar yalnız olduğunu göstermiş olmaz mı? Rektör Polat’ı, Sayın Cumhurbaşkanımıza tavsiye edenlerin, referans olanların bu durumdan en az bizim kadar rahatsız olmaları ve gereğini yapmaları gerekmez mi?